Bir ülkenin ‘gelişmiş’ sayılması için sadece milli gelirine mi, uluslararası başarısına mı bakacağız; çevre hiç önemli değil diyemezsiniz çünkü gelişmiş ülkelerde çevre temiz;
Kalkınması eğitime, görgüye, karşılıklı saygıya bağlı olmayan ülkelerde ise çevre bilinci sıkıntılı…
Mesela; Manisa’nın bir çevre sorunu var mı, var. Muradiye-Emiralem başta olmak üzere Gediz çayının kenarında yetişen ürünlerde sıkıntı var mı, var; kimyasal atıklarımız toprağımızı kirletiyor mu, evet;
Ve gitgide Manisa toprağı zehirleniyor mu, evet!
Gözlem yaptık, eski Dericiler sitesi, Muradiye organize, Turgutlu’da bazı osb fabrikaları derelere-toprağa pislik akıtmıyorlar mı?
Evet.
Mesela bölgemizde madenlere asit-siyanür kamyonları gidiyor ama önde-arkada koruma aracı göremiyoruz, bir de işletmeler de solüsyonlar nasıl deşarj ediliyor, iyi kontrol etmek lazım.
Geçen günlerde bir işyerinde üretimde asit-siyanür vs. kullanan bir işletmeciyle konuştuk, yasalara uyan, güvenlik tedbirlerini en üst düzeyde alan bir proses uyguluyor ama her kontrolde bir öncekinde istenenler yapılmasına rağmen daha fazla ek-kontroller geliyor, diyor.
İstesinler ama biz yapıyoruz ama yapmayanlar var, haksız rekabet oluyor, bu kontroller herkese yapılsın diyorlar.
Anladığıma göre işini düzgün yapan ile düzgün yapmayanlar arasında kontrollerde haksızlıklar var!
Ben şunu teklif ediyorum, bu şehre gelen zehirli kimyasallar, mesela asit miktarı tedarikçilerden kayıtları bulunabilir….
Çıktı miktarı da fabrikalardan bulunur.
Bakalım Asit muhasebesinde girenler çıkanları karşılıyor mu?
Asit’leşmeden muhasebesini çıkaralım; bakalım denetimler ne kadar işe yarıyor!
